Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Gerçekçi Bir Yol Haritası
Biyoteknolojide başarıyı belirleyen şey çoğu zaman tek bir karardır:
Nereden başlamalıyız?
Aşı üretimi bunun en net örneklerinden biri. Birçok gelişmekte olan ülke aşıda yerelleşmeyi tartışırken aynı hataya düşüyor:
“Her platformu yapalım, her teknolojiyi kuralım, ve bunu hemen yapalim”
Oysa bu yaklaşım, bir binayı daha temel atmadan beşinci katından inşa etmeye çalışmak gibidir. Pahalı, riskli ve sürdürülemez.
Bugün küresel aşı pazarının değeri hızla artarken, tedarik zinciri hâlâ kırılgan. Arzın büyük bölümü sınırlı sayıdaki üreticinin kontrolünde. Pandemiyle birlikte ülkeler şunu net şekilde öğrendi: Ulusal kapasite, artık bir lüks değil; stratejik bir zorunluluk.
Sağlam Bir Temel Olmadan Bina İnşa Edilmez
Aşı üretimini bir bina gibi düşünelim. Her binada en kritik bölüm temeldir; kolonlar, duvarlar, camlar sonradan gelir. Temel ne kadar sağlam olursa, bina o kadar güvenle yükselir.
Aşı kapasitesinin temeli ise tek bir kelimeye dayanır:
İnsan.
Yetkin biyoproses uzmanları, GMP kültürünü içselleştirmiş ekipler, analitik laboratuvar bilimcileri, hücre hattı ve seed lot yönetimini bilen kadrolar… Bunlar olmadan hiçbir teknoloji platformu sürdürülebilir değildir. Üstelik bu temel “bir kez atılıp unutulan” bir yapıda da değildir. Düzenli olarak güncellenmeli, yeni standartlara göre sürekli geliştirilmelidir.
Bu nedenle doğru strateji, katmanlı ve aşamalı bir kapasite inşasıdır:
Önce temel (insan gücü ve kalite kültürü),
sonra hızlı kazanım sağlayan katlar (dolum, formülasyon, analitik kapasite),
ardından proses yetkinlikleri
ve en son ileri teknoloji platformları.
Her Ülke Her Şeyi Yapamaz — Ama Doğru Şeyi Yapabilir
Gelişmekte olan ülkeler için gerçekçi soru artık şudur:
“Hangi platformda, hangi sırayla ve hangi iş modeliyle kapasite geliştirmeliyiz?”
Teknoloji yelpazesi geniş; fakat kaynaklar sınırlıdır. Bu yüzden geniş ama sığ bir teknoloji portföyü yerine, odaklanmış ve derinleşen bir yaklaşım, ülkelere çok daha yüksek getiri sağlar. Doğru sıralama, doğru yetkinlik ve doğru ortaklık modeli bir araya geldiğinde, ülkeler bölgesel üretim merkezine dönüşebilir.
Türkiye, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya gibi ülkelerin önünde büyük fırsatlar var: sağlam bir temel üzerine kurulu, doğru aşamalarla büyüyen bir kapasite. Böyle bir model, yalnızca biyoteknolojik arz güvenliği sağlamaz; aynı zamanda ekonomik değer yaratır, insan kaynağını güçlendirir ve ülkelerin küresel rekabet gücünü artırır.
Sonuç
Aşıda ulusal kapasite bir gecede kurulmaz.
Bu, yetişmiş insan kaynağı temelinde başlayan, her adımın bir sonrakini mümkün kılacağı. uzun soluklu bir yolculuktur
Gelişmekte olan ülkelerin ihtiyacı, gösterişli platformlar değil;
sağlam temeller, seçici yatırımlar ve sürdürülebilir yetkinliktir.
Eğer bina doğru kurulursa, üzerine eklenen her kat, ülkelerin teknoloji liderliğine doğru attığı sağlam bir adım olur.
Dipnot
Bu yazı, 24 Kasım 2025’te TÜSEB toplantısında Kurucumuz Dr. Emin Turan tarafından yapılan sunumun özet bir yorumudur.
Slayt setinin PDF versiyonunu talep eden okuyucularımız, isim ve telefon bilgilerini içeren bir e-postayı info@advizeum.com adresine göndererek sunuma erişim sağlayabilirler.

